24 Mart 2013 Pazar

İSYANNN


İSYAN…

Kışa veda etmeye hazır gibi Bodrum ama Mart Kapıdan baktırıyor ve kazma kürek yaktırma yolunda son soğuk çalımlarını atıyor, güneş yüzünü gösterdiği sürece sorun yok ama gölgeler ısırıyor…

Koca kışı, devirmek üzereyiz… Onca şey birikti, yazılamadan es geçildi. Sevinçlerim oldu, kederlendiğim günler oldu, kayıplar oldu, doğumlar oldu, hayallerim gerçek oldu… Hepsi birikti gitti ve maalesef paylaşılamadı…

Ama bugün ne olursa olsun yazmaya karar verdim… Yazmalıyım içimde ki öfke mi, kâğıda kaleme dökmeliyim. Kendi hakkını savunamayan 4 ayaklı can dostlarımın üzüntüsünü, kederini paylaşmalıyım. Kim bilir belki birilerinin kulağına buradan bir nebze olsun, bir damla kar suyu kaçırabilirim umuduyla paylaşmalıyım…

Bildiğiniz gibi, hayallerim gerçek oldu ve atölyeme kavuştum… Buraya kadar her şey güzel, yorucu, keyifli ve şükürlerle dolu… Şuan benim, yarın için hazırlıklar yapıyor olmam gerek. Hatta akşam için yemek hazırlıyor olmam gerek, evde bekleyen Rüzgâr Deniz’ e zaman ayırmam gerek ve hatta kapıdan bir misafirim girse onunla ilgilenmem gerek… Rüzgar’s Mummy bir süreliğine tüm bunlardan kısa bir mola aldı, daha doğrusu zaman çaldı ve bu satırları yazmaya koyuldu…

Zaman içinde buradan paylaştığım sevgili sokak hayvanlarıyla ilgili düşüncelerime, üzüntülerime, sevinçlerime, aslında hiçte yabancı olmadığım bir üzüntü eklendi bugün yine… Bu kaçıncı… Bu kaçıncı ey güzel Allahım diye diye, annemin telefonda duyduğum gözyaşlarıyla isyan etmekten başka bir şey gelmedi elimden. İsyan derken asla Allah!a bir isyan değil benimkisi güzel Allahımın yarattığı diğer insan- ı mahlukatlara isyanım, haşa ne gelirse Allah’tan isyan etmem, sadece vardır yaradanın bir bildiği der, her ne olursa şükreder yoluma devam ederim… Ama söz konusu kendi hakkını savunamayan, Allah tarafından o şeklide yaratılan sevgili hayvan dostlarım olunca, sessiz bir çığlık atmak yetmiyor bana…. Neden diye soruyorum neden….

Biliyorum bu ülkede çok aç insan var

Biliyorum bu ülkede çok evsiz, damsız insan var…

Biliyorum bu ülkede çok çaresiz insan var…

Ama biliyorum ki bu ülkede çok ama çok sokak da yaşayan hayvan da var…

Bu dünya, bu evren, bu gökyüzü, soluduğumuz hava kimin ? Söylermisiniz bana kimin? …kimin tekelinde…??

Kim yarattı bizi, neden biz insan olduk onlar hayvan yada tam tersi… Her zaman söylerim ve sorarım burası Müslüman ülkesi mi , kutsal kitabımız Kuran’ı Kerim mi???!!! Hiç okuyanınız yada okumayanınız var mı elbette var ama illaki hatim etmek gerekmez, yaradanı bilmek için anlamak için, aldığınız nefesi, ciğerlerinizden süzüp yeniden evrene verebilmek bile yeter yaradanı bilmeye anmaya…

Ey Müslüman ülkenin Müslüman anaları size bu isyanım, size bu serzenişim her şey bizde bitiyor…

Evlat yetiştirmek, ne ince sanattır. Doğum yaptığınız anda yeniden aslında sizsinizdir doğan, o an sıfırlanır hayatınız yeniden doğarsınız… Ve yeniden başlarsınız hayata, yeniden, konuşmayı, yeniden yürümeyi, okumayı, yazmayı, dünyayı keşfetmeyi öğrenirsiniz… Analık sıfatıyla hayatta yeniden bir öğrenci olursunuz… Aslında büyük bir lütuftur anne olmak, bu lütfun değerleri ve yükleride ağardır…

Yaradan önünüze bomboş tertemiz bir defter koymuştur. Saf hiç kirlenmemiş, hiç ama hiç incitilmemiş…

Alın yazın, dokuyun… Hiçte kolay değil elbette evlatlarımız sadece bizim onlara kattıklarımızla yazdıklarımızla var olmuyorlar. Genleri ve bizim öğretilerimizden sonra, hayat onlara ders vermek için sıra kolluyor ama ne var ki ilk 3-6 yıl çocuklarımız bizim onlara ektiklerimizi, aşıladıklarımızı bilinçlerinin temellerine atıyorlar, kazıyorlar…

Bende henüz acemi bir anne olarak, bu sıfatımın içini hakkıyla doldurmak adına, her gün Allaha her şeyden önce dua ediyorum. Evladımın vicdanlı, merhametli dürüst bir insan olması için, zira diploma dediğiniz her şekilde elde edilir… Ama insan olmanın diplomasını hiçbir okul, üniversite daha veremedi… Burada biz ailelere anne babalara çok büyük görev düşüyor…

Laf ne çok uzadı, ne çok dolandı farkındayım ama yazımın başlığı İSYAN bunu baştan belirttim… İSYANIN olduğu yerde, şiddet olur sanırım benim şiddetim de dilimde zira bu yüzden bu kadar uzattım…

Ve isyanım bugün sokağımızı paylaştığımız sevgili sokak hayvanlarımızın, onları anlamayan, hiçbir zaman anlayamayacak ve onlara at gözlükleriyle bakan dünyanın sadece insan-ı mahlukatlara ait olduğu düşüncesine sahip türlerine yenik düştüler… Zira verdiğim yemeği bile yemeğe gelirken çekinen kırçıllının, yanından geçerken ellerine aldıkları 5 kiloluk taşla, 2 metrelik sopalarla daha baştan onları kendilerine havlamaya mecbur bırakan insan-ı mahlukatlar kazandılar bu oyunu. Evet oyun diyorum çünkü bu insanlar yazıyorlar bu oyunu ve oynuyorlar. Sevgili köpek dostlarımın bu oyundaki tek rolleri onların yanından ellerinde savaşa gidercesine şiddetle geçen, insanlardan korkup kendilerini tek ifade etme biçimleri olan hav havlamak ve kuyruk sallamaktan başka bir rolleri yok…
 Ama diyorum ya iş biz annelerde bitiyor diye…. Düşünüyorum ne kendi çocukluğumda nede Rüzgar’ın bu 34 aylık yaşamında hiçbir hayvana karşı korkuyla ve şiddetle yaklaştığımızı hatırlamıyorum… Zira bu güne kadar sokakta yanından geçerken beni tedirgin eden çok 2 ayaklı insan ??? la karşılaşmışımdır ama beni tedirgin eden hiçbir hayvanla karşılaşmamışımdır. Çünkü aaaa belki sokakta karşıma köpek çıkar, dur şu sopayla taşla yada dilimde hoştlaaa çıkmamışımdır evimden. Onları gördüğümde herhangi bir insandan farklı görmemişimdir, hatta çoğunda o dostlara selam bile vermişimdir. Zira tanımadığınız bir insana yolda selam vermeye kalksanız aaaa delimi bu kadın niye şimdi bana selam verdi diyenler çıkacaktır. Ama hiçbir sokak hayvanı onun boyuna inip başına sıcak bir dokunuşla yaklaştığınızda, 1 bütün tavuk yemekten daha mutlu olacaktır. Ama maalesef biz insanlar körüzzzz körüzzz ve benciliz bu dünyanın sadece bize ait olduğunu düşünüp,o can dostlara heppp hırlayarak horluyoruz… Sonrada ayyyy bana havladı… ayyyy o sokakta köpeeek var …. Diyip hatta kendini savunmaktan aciz o hayvancıklara bizi ısırdı diyecek kadar iftira bile atabiliyoruz… EEEE ısırdı, gelsin zabıta toplasın canım bu hayvanlarııı … atsın iğneyi bayıltsın sonra ayıltırlarmı ne ala??? Ayılsalar da yarı aç yarı tok, daracık yerlerde barınak adı altındaki, toplama kamplarında ölüme terk edilsinler… Tıpkı şuna benzetiyorum barınaklardaki hayvanları… Suçunun ne olduğu bilinmeyen ve mahkemeleri bile kurulmadan, aylarca yıllarca cezaevlerinde yatan, son dönemlerin moda tutukluları gibi müebbede mahkûmlar… EEEE ne demişler doğru söyleyeni ,dokuz köyden kovarlar eee hadi beni de kovun. Çünkü, insanları sevmek hayvanları anlamakla onları sevmekle başlar…. Diyorum ve bu güne kadar ta çocukluğumda, bana hayvanlardan korkulacağını aşılamayan ve sadece benim değil tüm çaresiz ve aç hayvanlara bir emekli maaşıyla merhem olmaya çalışan, onlara da annelik eden sevgili anneme çooookkk teşekkür ediyorum, bana da bu sevgiyi hiç dikte etmeden aşıladığı ve verdiği için… SENİ ÇOK SEVİYOUM ANNECİM LÜTFEN ÜZÜLME ELBET BİRGÜN DEVRAN DÖNECEK VE YARADAN HERKESİN HAKKINI VE HADDİNİ VERECEK…

HAAA BUARADA benimde şikayetim var…

İlgili Makama;

20.03.2013 tarihinde Gülbahçe sokakta ki, sokak hayvanlarını toplama operasyonunda ki 2 köpeğe karşı nerdeyse tüm belediye zabıta birimin yaşattığı arbede, görüntüsünden 2,5 yaşındaki oğlum ruhen olumsuz etkilenmiş ve o gün bugündür. Annnee polisss amcalar köpekleri koştuuu silahla vurduuu acıdı afacanı gitti anane ağladı, amcalar kaka nede köpekler, acıdı, gibi karışık cümlelerle o gün maalesef olayın üzerine eve girmek üzereyken şahit olduğu için olumsuz etkilenmiştir. Lütfen şimdi o köpeklerin onları ısırdığını söyleyen şahıslar nerde raporunuz, kendi halinde bir kıyıda yatan hayvana bile belki havlar diye taş atıp geçen bayan, hadi gel bakalım benim çocuğumun psikolojisinde açtığın çatlağı düzelt….

Rüzgar’ Mummy…

‘’HEPİNİZİ ALLAHA HAVALE ETMEYE DEVAM EDİYORUM… VE SUSUYORUM YOKSAAA ÖMRÜM BİTER SİZİ ANLAYAMAM… SİZDE BENİ ANLAYAMAZSINIZ… ‘’’

AMA EN AZINDAN HERHANGİ BİRYERDE SİZE BİR KÖPEK HAVLADIĞINDA VE HUZURSUZLAŞTIĞINDA, ŞUNU SORUN KENDİNİZE; NEDEN BEN? NEDEN BU HAYVAN BANA, BU DENLİ HAVLIYOR DİYE BİR SORUN KENDİNİZE... ZİRA HAYVANLARA, YARADAN ÖYLE BİR GÖZ VE YÜREK VERMİŞ Kİ İNSANIN VE DOĞANIN EN DERİNLERİNDEKİ EN KÜÇÜK İRİNİ BİLE HİSSEDECEK KADAR KUVVETLİ....VE SAF????!!!!!

NOT: Görevini yerine getirmeye çalışan zabıtalara diyecek bir sözüm yok, onlarda görevlerini yapmak zorundalar ama keşke biraz daha neyse ……………………………………





Allah'ım,
Bizi döven, tekmeleyen insanlardan, 
Bizi kürkümüz için öldüren insanlardan,
Çoluğuna çocuğuna oyuncak diye alıp,
Sokağa atıveren insanlardan, 
Yemek diye zehir veren insanlardan,
Hayvansever geçinip bize zarar veren insanlardan,
Kendi yaşama haklarını bizimkinden üstün gören
Bencil insanlardan KORU...

AMİN !!!