Ve Bodrum’dayız… Bir hafta ara ile gittiğimiz, 2. İzmir seyahatinden, depoladığım enerjimle, İzmir... İzmir... döndüm Bodrum’a…Mevsimin, çoktan sarı yaza döndüğü Bodrum’da, hala 3 araçtan 2'i İstanbul plakalı olsada, döndüğümüzde trafik bir nebze olsun rahatlamıştı.Ve benim Bodrum mevsimim çoktan başlamıştı...Bodrum'la ilgili, birkaç kez duyduğum bir tabir vardı; ‘ Bodrum, İstanbulluların Arka Bahçes Gibidir' Bodrum’da yaşadıkça bunun ne kadar doğru olduğunu artık bende kabul ettim… İstanbulluların her ne kadar vazgeçilmez 2.adreslerinden biri olsa da, benim sevdiğim Bodrum Eylül ayından, Nisan ayına kadar olan süreden ibaret. İstanbulluların el ayak çektiği, yerli ve yabancı diğer turistlerin azaldıkları bu dönem de, daha yaşanılabilir, daha huzurlu, daha sakin benim Bodrum’um başlıyor.
Yazın o hareketli, sokaklarından eğlence fışkıran, âşıkların ilk gelmeyi tercih ettikleri, ya da yaz aşklarının en çok yaşandığı bu penisula, kayıtlarda ilçe olarak geçse de, sanki küçük dev bir eğlence kenti diyebilirim. Zira yaz boyunca, toplamda 2 defa indiğimiz Bodrum gecesinde araç trafiğinin akmadığı, bizim motosikletle bile aralardan geçmekte zorlandığımız yaya ve insan trafiği bunun büyük bir kanıtı adeta. Bodrum’da yaşamaya başladıktan sonra, motosiklet benim için vazgeçilmez bir ulaşım aracı oldu. Rüzgâr’ın doğumundan sonra her ne kadar daha az kullanmak zorunda kalsam da, Bodrum’un yaz trafiğinde, özellikle merkeze gidecekseniz, motosikletin büyük kurtarıcı olduğu tartışılmaz…
Eğer sizlerde, Bodrum’u sevenlerden ve yazın büyük bölümünü burada geçirenlerdenseniz, mümkünse özel araç kullanmayın derim. Özellikle İstanbul'luların, o baş döndüren trafiklerinden sonra, tatil için geldikleri Bodrum'da da trafiğe, nasıl katlandıklarını anlamış değilim. Zira benim için tatil demek trafik ve gürültüden uzak, bol güneş, bol kulaç ve bol okumak demek… Belki de bu yüzden ben, Bodrum’un arka sokaklarını ve sonbaharını daha çok seviyorumdur…
Umarım, mandalina bahçelerinin ve yerli halkın çoğunlukla yaşadığı,
bahçe duvarlarında, pencerelerinde renk renk begonvillerin raks ettiği,
bu arka sokaklar zaman içinde, hızla büyüyen Bodrum’un bir parçası olmak zorunda kalmaz… bahçe duvarlarında, pencerelerinde renk renk begonvillerin raks ettiği,
Yaşadığınız yerin gelişmesi, özelliklede bir çocuk yetiştiriyorsanız,
Zira ben, Bodrum’un arka sokaklarındaki evimizde, bu resimde gördüğünüz manzarayla uyanmayı,
mandalina bahçelerinden yayılan o mandalina çiçeklerinin tarifi imkansız kokularının arasından, bisikletlerimizle maaile süzülerek vardığımız, yahşi sahilinde, çay içmeyi, mevsimine göre Köşem’de rokayla salınan birbirinden lezzetli balıkları ilk elden yemeyi, ceviz kabuğumuzla gittiğimiz, sadece tavşanların yaşadığı, yüzünde makyaj, üzerinde 1 kg aksesuarla denize girenleri göremeyeceğiniz adadan denize girebilmeyi, hiçbir büyümeye, kentleşmeye değişmem değişemem…
Bu arada, sakın ola gecelerini ve eğlencesini, bol müzikli beach cluplerini seven, tatili bu şekilde geçirmeyi tercih edenler darılıp gücenmesin… Elbette o Bodrum’da gerek… Ama bir gün, rotalarını bir kırıversinler Ortakent’e, Bitez’e, Gümüşlüğe Bodrum’un arka sokaklarına, tepelerine, pazarlarına, mandalina kokan ciğerlerine, eminim onlarda seveceklerdir… Bodrum’un arka sokaklarını…
ne bir boğaz manzarasına ne bol ışıklı bir kent manzarasına değişemeyceğim, bir gün mölü, bir gün meli, bir gün atlı penceremizden görünenlerden bir kare.... |
Sıcak yaz günlerinden kaçamak yapmışçasına yakan güneşin tadını yaz yemekleriyle çıkarma vakti…
Ve işte benim alışveriş listem ve yaz sebzeleri nin, yerini kış sebzelerine bırakmadan, bir kez daha yapılıp mutlaka tadılıp vedalaşılacak yemeklerim…
- Tarla domatesi, en yamuk en şekilsiz olanlarından 5 kg ( kış için biber, sarımsak ve zeytinyağı ile anane usulü pişirilip, şişelenecek bu yüzden bu kadar çok)
- Barbunya 3 kg, 1 kilosu közlenmiş patlıcan salatası eşliğinde, haftasonu barbekü menüsünü tamamlamak, 2 kg ‘sı ise kış günlerinde, yazdan kaçamak yapmak istenildiğinde pişirilmek üzere şoklanıp d.dondrucuya emanet edilecek…
- Bamya 2 kg, en minikleri şoklanıp barbunyanın yanına d.dondurucuya, en büyük boyları da un ve yumurta eşliğinde zeytinyağında hoplata hoplata azıcık kızartmak için,,,
- Patlıcan 1 kg, ama sevgili Zeyno’nun tezgahından alınmış olacak. Milas’dan gelen, sıfır çekirdeksiz ve tatlı şahane patlıcanlar, 3 yıldır beni bir kez olsun mahcup etmediler. Karnıyarık formatına uygun seçilecek, közlenecek ve karnıyarık yapılacak evet közlenmiş patlıcan üstü karnıyarık, yoksa siz hala karnıyarığın, patlıcanını kızartarak yapanlardan mısınız ;) ?
- Yine, Zeyno’nun tezgahından olmazsa olmaz zarife biberlerden 1 kg… yok böyle bir biber, kış gelmeden kısa sürede fotoğraflanıp paylaşılacak o zaman anlarsınız neden biberlere zarife dediğimi,
- Ve tabi kiiii ‘KABAK ÇİÇEĞİ’ ahhh ahh en zoruda onunla vedalaşmak olacak,,, son demlerine kadar her hafta pazardan alınıp bir doldurulacak, bir tavası yapılacak, yapılacak,,,yapılacak...
Bu haftanın sebzeleri şimdilik bu kadar, elbette taze fasulye,bostan patlıcan, minik kabaklar ve mürdüm eriklerini unutmadım.Onlar Çarşamba pazarının listesinde yerini aldılar…
harika
YanıtlaSilcanım Beyusum Bodrumu öle güzel anlatıyosunki insan gelıp orada yaşayası gelıyo:)
YanıtlaSiltarifler ve anlatıgın yemekleri yapma sekılllerıde süper hoplata hoplata:))
derya bayıldı:))